Makroekonomi, toplumun doğal kaynaklarını etkin bir şekilde bölüştürmek, ticareti serbest bırakmak ve parasal ve finansal piyasaları kontrol etmek gibi ekonomik etkinliklerin iyileştirilmesini amaçlayan bir disiplindir. Makroekonomi, ekonomik faaliyetlerin topluca analiz edilmesini sağlayarak, ekonomik genel durumun desteklenmesi ve iyileştirilmesi için öneriler geliştirmekte kullanılmaktadır. Günümüzde, makroekonomi küresel bir ekonomik krizden çıkış dönemi olarak nitelendirilmektedir. Bu dönemde, makroekonominin rolü giderek önem kazanmaktadır.
Makroekonominin rolüne bağlı olarak, iki temel fırsat mevcuttur. Birincisi, kaynakların etkin kullanımıyla ekonomik verimliliği arttırmayı amaçlayan makroekonomik politikaların geliştirilmesidir. Sonuç olarak, fiyat istikrarı, enflasyon kontrolü ve ekonomik büyümenin olumlu desteklenmesi için uygun koşulların yaratılmasına yardımcı olur. İkincisi, ülkeler arası makroekonomik işbirliğinin geliştirilmesidir. Bu, özellikle uluslararası ticaret faaliyetlerinin serbest bırakılması ve gelişme bölgelerinin kalkınmasının desteklenmesi amacıyla önemlidir.
Ancak, makroekonominin geniş kullanımının güvenilirliği risklerle birlikte eşleşebilir. Bunlardan ilki, ciddi mali krizlerin ve büyük ölçekli fiyat dalgalanmalarının oluşmasıdır. Ülkeler ekonomik duruma dayalı olarak makroekonomik politikalar uyguladıklarında, yanlış iletişim sonuçları, yanlış büyüme oranları veya düşük mali disiplin oranlarından kaynaklanan dengesizlikler ortaya çıkabilir. Ayrıca, ortak makroekonomik politikalar uygulamada güçlükler yaşanabilir. Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu gibi uluslararası kuruluşların politikalarını uygulamada başarısızlığa neden olan çatışmalar meydana gelebilir. Son olarak, makroekonomik bir aracın ekonominin büyümesi için uygun olup olmadığının belirlenmesinde ekonomi veya toplum psikolojisinin etkileri gözden kaçırılabilecektir.
